Çetin Ünsalan – Hazırla matbaayı Erdem

İktidar iki gün öncesine kadar ‘gaz – fren’ tartışmaları yaparken, öyle bir gaza bastı ki, can havliyle balataları parçalıyor; fren pedalını söküp atıyor; vitesi de büyüttükçe büyütüyor.

Otomobilde ne yeterli benzin kalmış, ne derman ama aldığı hızın etkisiyle son sürat duvara doğru ilerliyor. Önce bu iktidarın çılgınlıklarını yaşadık. Kanal, köprü, havalimanı ve benzerleri… Karşı çıkanları ‘anlamamakla’ suçladılar.

Fakat onların da derdi zaten herhangi bir iş yapmak değildi. Dünyada kesilen musluklar ortadaydı ve para gelmiyordu. Parayı böyle saçma sapan ve bilim dışı işlerle, reklamını iyi yaparak, rant dağıtarak getireceklerini düşündüler.

Lakin Türkiye ekonomisi zannettiklerinden hızlı batışa geçti. Çünkü FED ‘duvara yaklaşıldı’ uyarısını vermeye başlamıştı. Bundan sonra havuç projelere de kaynak bulumaz oldular. ‘Gel gel’ olsun diye kamu bankalarından hiç olmazsa üçüncü köprüyü finanse ettirmeye kalktılar. Görev zararları patladı…

Buna rağmen para gelmedi; laf aramızda gelmeyecek de… İşte bunun farkına varan iktidar çılgınlıklarına çılgınlık katıp, boş ele koz çekti. Öyle bir saçmalık yaptı ki, gelmeyecekler bir tarafta, gitmeye çalışıp da içeride sıkışanlar ellerini ovuşturmaya başladı.

Bundan sonra büyük projelerdeki dış kredilere Hazine garantisi veriliyor. Yani hem verirken kazandır; hem de ‘özel sektör borçlanıyor’ kisvesi altında, onu kullanarak dışarıdan finansman çekmeye çalış. Gelecek mi gelmeyecek; gelse de torunlarımızın torunlarına kadar borçlanacağız.

19 Nisan 2014 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikle borç bulma sevdasının peşine düşen iktidarın bizi biraz daha batırmasına şahit oluyoruz. Şu ana kadar Hazine garantisiyle yapılan borçlanmanın 50 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor. Son atılımla yaklaşık 17 milyar dolarlık ek bir yük gelecek.

Sonra da Başbakan, Maliye Bakanı çıkıp ‘Borç özel sektörün’ palavrasına sığınacak. Peki buna rağmen istenen para gelir mi? Belli ki çok güvendikleri Katar ve benzeri ülkelerden de nasihat aldılar ve bu yola girdiler. FED politikalarını dikkate alırsanız, o para arzu edilen miktarda gelmez.

Peki o zaman iktidar çifte seçime gidirken ne yapar? Başbakan çağırır özerk (!) Merkez Bankası’nın Başkanı’nı; verir talimatını: Ekonomik karşılığı yok ama faizleri daha da düşür. Ardından matbaayı hazırla Erdem, taaruza kalkıyoruz. Sonra mı? İşte o zaman faizden enflasyona, kurdan batan özel şirketlere gümbürtüyü izleyin.

Bu havayı sise batırmak için bir de savaş tamtamları, ardından tekerlemedeki gibi bir son. Yandı, bitti, kül oldu… Sanırım bu da son çılgınlık olur. Ve bu resmin ilk karesi Hazine garantisi, ikincisi yolda: Hazırla matbaayı Erdem!

[email protected]

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir