Sağlam Liman Aranıyor!..

Küresel düzeyde belirsizlik ve kırılganlık arttıkça riskten kaçınma ve sağlam bir liman bulup sığınma eğilimi doğal olarak güçleniyor. Bu süreçte finansal piyasalar dalgalanıyor, ciddi yanlış algılamalar olabiliyor veya böyle olması için çok özel ve kapsamlı çabalar harcanabiliyor. Piyasa oyuncçuları kendi çıkarlarına uygun olacak şekilde sağlam liman tamınımı farklılaştırarak kafa karıştırıp gerçek veya kalıcı olmayan görüntüler yaratabiliyor. Sistemik risk artıp güven bunalımı derinleştikçe sağlam liman sayısının hızla azalacağını unutmamak gerekiyor. Özellikle rekabet koşullarının bozulduğu, faaliyet gelirleri azalırken yoksulluk sınırının altında tehlikeli bir yoğunlaşma yaşandığı bugünkine benzer dönemlerde çok dikkat etmek gerekiyor. Zira kısa sürede aşılması mümkün olmayan bu ve benzeri durgunluklarda eskiden kalma algılamaların geçerli olmayabileceğini dikkate almak gerekiyor.

2000’li yıllar öncesinde küresel veya bölgesel bazda belirsizlik arttığında gelişmekte olan ekonomilerden gelişmiş olanlara doğru bir yönelik yaşanır, veya bunu yapamayanlar gelişmiş olanların paralarına veya altına faizci olarak yatırım yaparak kendilerini korumaya çalışırdı. Söz konusu dönemde gelişmiş ekonomilere pek bir şey olmayacağı varsayılır, sistemik kırılganlığı gündeme gelmez idi. Bankacılık mevzuatı ne kambiyo rejimi bu yöndeki tercihlerde bazılarının ön plana çıkmasında etkili olurdu. Gelişmiş ekonomilerin yatırımcıları ise belirsizlik durumunda ve ciddi bir enflasyon baskısı söz konusu değil ise kendi hazinesinin senetlerine sığınır idi. Bugün için tüm koşullar değişmiş olmasına rağmen kısmen eski davranışların tekrarlandığını veya sanki koşullar hiç değişmemiş gibi yatırımcıların yönlendirilmeye çalışıldığını görüyoruz.

Bugün için gelişmiş ekonomiler yaşanacak finansal depremlerin merkez üssü olmaya adaydır ve bu nedenle sağlam liman özellikleri büyük ölçüde tükenmiştir. Zira bu ülkeler durgunluktan çıkamamakta ve sorunları ağırlaşmaktadır. Büyük bütçe açıkları ve ağırlaşmış borç yükleri nedeniyle hazinelerinin, sorunlu mali yapı ve parasal genişleme nedeniyle Merkez Bankalarının itibarı gerilemeye devam etmektedir. Bu tablo sistemik kırılganlıktaki artışın sebebi durumundadır. Durum normal iken gelişmişlerden gelişmekte olanlara, anormalleştiğinde ise tam aksine çok büyük finansal akımlar yaşanmaktadır; mevcut yapının kırılganlığı bu nedenlerle anormal düzeylere tırmanmıştır. Kaçılan yer de koşulan yerde artık çok güvenli değildir. Bu tablo küreselleşmenin yarattığı bir sonuçtur. Koşullar sağlam liman olarak altını ön plana çıkarmakta ve bu durum sistemik kırılganlığı artıran sebeplerden biri olmaktadır. Günü kurtarmak amacı ile yatırımcıların yetersiz veya yanlış bilgi ile piyasaların ise yapay yöntemler ile yönlendirilmesi gündeme gelebilmektedir. Altında son iki ay içinde yaşanan dalgalanmayı bu çerçevede değerlendirmek daha gerçekçi olabilir.

Altına yönelik ilgi artıkça hem fiyatı yükseliyor hem de diğer emtia fiyatlarını aynı yönde etkileyerek enflasyon algılamalarını keskinleştirerek güven bunalımını derinleştirip kırılganlığı artırıyor. Bu etkileşimi ve algılamayı kırmak güç kaybetmeye devam eden sistemin ömrünü biraz olsun uzatmak için hayati önem taşıyor. Birileri herkesle birlikte altını alır, daha sonra teminatların da yükselmesi gerekçesi ve katkısı ile hızla satmaya başlar ise son dalgada altın alanlar başta olmak üzere herkesin eli yakılmış, kafası karıştırılmış olur; Bir süre için ne yapacaklarını bilemezler, bu şaşkınlıkta olanları eksik bilgi ile yeniden formatlamak ve yönlendirmek mümkün olabilir. Ayrıca altınla birlikte diğer emtia fiyatları da geriler, enflasyon baskısı azaldığı için merkez bankaları yeni bir parasal genişleme dalgalasına hazırlanmaya başlar… Bir süre zaman kazanılır ancak sorunların ağırlaşması ve sistemik kırılganlığın artması engellenemez… Bir sonraki güven bunalımı dalgasının benzer şekilde yönlendirilmesi ve yıkıcı olmasının engellenmesi pek mümkün olmaz… Kısa vadeli spekülatif eğilimler ile sağlam liman arayanların kafasını bir veya iki kere karıştırabilirsiniz; ya sonra…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir