Çetin Ünsalan – Sahibinden saklanan sır

Kaçak saray tartışmaları dinmek bilmiyor. Muhatapları da tıpkı daha önceki tartışmalarda olduğu gibi ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ ilkesinden yola çıkarak, yüzünü eline alıp konuşuyor.

 

İmarı ve ruhsatı olmayan, Türkiye’nin en büyük kaçak yapısı ya da gecekondusunun bin odalı olduğu söyleniyor. Verilen cevap; ‘yanlış biliyorlar bin oda değil, bin 150 küsur oda.’ Hani derbi kaybetmiş taraftarlar vardır ya, önce tebrik eder ki, kimse kızdırmasın. Cumhurbaşkanı’nın da durumu bu.

 

Gayet normal bir şeymiş gibi anlatıp, olayı doğallaştırmaya çalışıyor. Ama ısrarla üzerinde durmasından da anlıyoruz ki, kendi seçmeni dahil kimseyi ikna edebilmiş değil. Çünkü kaçak sarayı neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

 

Önce Atatürk Orman Çiftliği katliamı yaşandı. Hukukun ‘dur’ demesine rağmen inşaat çalışmaları kesilmedi ve devam edildi. Bittiğinde en lüks malzemelerle döşendi. Ortaya çıkan imarı olmayan ve ruhsatsız bir yapıydı.

 

Türkiye kentsel dönüşüm adı altında kaçak yapılaşmayla mücadele ederken, bu zihniyetin en ileri uzantısı, orman katliamı yaparak Başkent’e kuruldu. Bundan sonra gecekondulaşmanın önünü alabilir misiniz?

 

Bir de işin ekonomik boyutu var. Mehmet Şimşek’in Plan Bütçe Komisyonu’nda verdiği rakamlara göre, sadece saraya harcanan para, 2015 için öngörülen bütçe açığının yüzde 5’ine karşılık geliyor. Bir yanda emekliden, çalışandan para keseceksiniz, aynı anda bu lüks harcamayı yapacaksınız.

 

İş sadece inşaat maliyeti ile sınırlı kalmayacaktır. Bunun elektriğinden korunmasına kadar harcanacak para ile bütçe açığına hatırı sayılır bir katkı yapacağı da alenen ortada. Ama her şey normalmiş gibi davranılıyor.

 

Öte yandan bunun büyük devlet olmak için şart olduğunu söyleyecek kadar akıl yoksunluğunun zirvesinden bahaneler üretiliyor. Ölen işçisinin hesabını soramayan, evden çıkan milyon avroları görmezlikten gelen, düşürülen uçağına, kafaya geçirilen çuvala ses edemeyenler, saray ile büyük devlet olunacağı gibi sapkın bir inanışa yönelmemizi istiyorlar.

 

Peki ne diyor konuya muhatap kişiler? Bu saray Erdoğan için yapılmadı ki… Bu milletin, devletin yapısı… Fakat aynı millet, inşaatı gerçekleştiren TOKİ’den bilgi almak istiyor. Karşılığındaki yanıt ne dersiniz?

 

“Önemli bir devlet binası olduğu için bir sürü veri isteniyor. Bunlar gizlilik içeren veriler olduğu için verilemez.” Haberimiz yok da TOKİ, güvenlik meselesine mi el attı? Önü arkası, sağı solu yaptığı iş inşaat.

 

Vereceği bilgi de yapısı ile ilgili bilgi olabilir. Bunun neresi gizli? Kaç para harcadın, kim yaptı, nasıl yaptı, neden imarsız gibi bir dizi sorudan bahsediyoruz. Peki bu veriler kimden gizli? Saraya sahip olduğu söylenen Millet’ten… Bu ne çelişki? Bu yönetim gerçekten çığırından çıktı.

[email protected]

“Çetin Ünsalan – Sahibinden saklanan sır” ile ilgili 1 yorum

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir