Yıktık sandılar… Ordularını dağıttık; parayla satın aldık dişe düşündüler. Elimizi kolumuzu bağladılar; katlimize ferman yazdılar. Anlaşmalarla çökerttikleri milleti, parçalayarak yok edecekleri hayaline kapıldılar.
Yönetenleri ele geçirdiler. Millete rağmen planlar yaptılar. Yöneticilere makam, mevki ve sözde güçler verdiler. Yönetenler de bunlara kapılıp, Millet’i yok oluş pahasına maceralara sürükledi.
Susun dediler; sesinizi çıkartmayın. ‘Yazmayın; çizmeyin; söylemeyin; ne denilirse onu yapın’ diye buyurdular. Hapisle korkuttular; kimilerini meydan ortasında, herkesin gözü önünde katlettiler. Mirasımızı bölüştüler; bizi köle yapmanın peşine düştüler.
Hayır bugünden değil; tam 95 yıl öncesinden bahsediyorum. Esir düşmemiş bir Millet’i, esir alabileceklerini düşündüler. Sonra o Millet’in içinden çıkan Mustafa Kemal önderliğinde aldılar; tarih boyunca içlerine dert olan dersi…
Ne Baltalimanı Anlaşması, ne Düyun- Umumiye, ne savaş, ne de satılmış yöneticiler, tarih boyunca esir düşmemiş bu Millet’i yok etmeye yetmedi. Cumhuriyet’ini kurdu. Borç verdikleri her kuruş, yüzlerine çarpılırcasına ödendi.
Çalışan, üreten, dinamik bir ülke yaratıldı küllerinden… Adına Türkiye Cumhuriyeti denildi. Atatürk çizgiyi çok net koydu: Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkese Türk denir.
Şimdi Cumhuriyet’in ilanının 91. yaşını kutluyoruz. Ne büyük onurdur ki, Atatürk’ün çocukları olarak, manevi mirasına sahip çıkıp ‘akıl ve bilimin peşine’ düştük. Elbette çürük yumurtalar vardı. Şüphesiz hazmedemeyenler da olacaktı. Ama ümitsizlik bize Ata’dan miras kalmayan tek şeydi.
Bugün bazıları 95 yıl önceki hayalin tetikçiliğine soyunmuş olabilir. Bizi yine fakir, yine borçlu, yine çaresiz yakaladığını düşünebilir. 95 sene öncesindeki gibi bizi ‘şucu bucu’ diye ayırdığına inanmış olabilir.
Demek ki ders almamışlar… Kesin olan bir şey var ki, bu Cumhuriyet 100 yaşına Atatürk’ün temellerini attığı Cumhuriyet olarak girecek. Kim, hangi hesabı yapıyor olursa olsun. Ben bunu evladımın gözlerinde görüyorum. Bana yeter.
100 yaşına başkalarının değil; Atatürk’ün Türkiye’si olarak ulaşacağız. Tek bir farkla: Bedeli ağır da olsa, O’nu daha çok anlamış olarak. O yüzden size ne denilirse denilsin; kaldırın başınızı yerden. Bugün bayram…
Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun…
