Haftanın Son Gününde Piyasaların Resmi ve Uzun Vadeli Bakış

Afrin’de yine şehitlerimiz var. Yüce Rabbim onlara rahmet eylesin, ailelerine ve sevenlerine sabır versin. Dualarımız Mehmetciğimizle…

***********

Bir önceki yazımda, ABD’deki son gelişmeleri aktarmış ve borsa ile dolar/TL kuruna ilişkin gelişmeleri vermiştim. Bu yazının temel özeti, ABD’de enflasyona ilişkin endişeler zayıfladığında, büyüme beklentileriyle borsaların yukarı hareket yaptığı, ama enflasyon ve faiz artırımının sayısında olacak artışlar söz konusu olduğunda borsaları negatif etkilediğini belirtmiştim.

Çarşamba günü yeni FED Başkanı Jeremy Powell Temsilciler Meclisinde soruları cevapladı ve oldukça şahin göründü. Önceki yazımda bu konuda Powell’ın dengeli mesajlar vermesini beklediğimi belirtmiştim. Dün de FED üyesi Dudley faiz artışları konusunda şahin mesajlar verdi. Görünen o ki “piyasalarda bir türbülans olur” endişesini taşımıyorlar. Şahin mesajlara rağmen ABD 10 yıllık faizlerinde geri çekilmeler olduğunu da vurgulamak gerekir. Bu durumda akla şu soru geliyor; faizler geri çekiliyorsa, borsa neden düştü?  Dow %1.68, S&P500 endeksi %1.33 ve Nasdaq %1.27 düştü. Eminim birçoğunuzun haberi vardır; Başkan Trump alüminyum ve çelik ithalatına vergilerin artırılacağını açıkladı. Bu durum dünya ticareti ve küresel büyüme için bir tehdit oluşturuyor ve doğal olarak borsaları olumsuz etkiledi. Bu sabah itibariyle Asya cephesinde de %1’ler civarında geri çekilmeler var. Trump’ın açıklamalarının fiyatlara girdiğini düşünüyorum. Kısa vadede yeni olumsuz bir gelişme olmadıkça, Trump’ın açıklamalarının daha şiddetli olumsuz etkide bulunmasını beklemem. Fakat, başka bir kanaldan başka olumsuzluklar olursa,  o etki ayrıca değerlendirilmeli. AVrupa Birliği dün Trump tarafından açıklanan kararlara çok sert cevap verdi. Dünya ekonomileri için olumsuz bir gelişme olarak not almakta fayda var. Ekonomi tarihine baktığınızda korumacı politikalar küresel olarak hem büyüme hem de istihdam üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler oluşturuyor.

Dow endeksinin günlük grafiği aşağıda görülüyor. 25.600 üzerinden düşüşe geçen dow bin puana yakın düşerek 24608 seviyesinden kapandı. Bu aşamada dengelenmeye çalışan bir dow endeksi görebiliriz.

Önceki yazımda da vurguladığım üzere, diğer ülke borsaları gibi bizim borsamız da genel olarak ABD endekslerinin hareketlerine uyumlu bir hareket sergiliyor. BIST için  alım yapmanın riskli olduğunu ve hatta  kâr realize edilip beklenmesini önermiştim. Dün endeks ikinci seansta sert bir geri çekilme yaptı. Bu sabah da dış piyasalara uygun olarak düşüşle açılacaktır fakat uzun soluklu olmasını beklemiyorum. Fakat yukarı yönlü hareketlerin de cılız olduğunu göreceğiz. Bir bakıma endeks 117.000 ile 118.500 aralığında kendine yön arayacaktır. Bu noktada şunu vurgulamak istiyorum; piyasaların hareketleri haberlere bağlıdır. Bir haberle çok sert hareketler oluşabiliyor. Ama bizler yorumumuzu yaparken normal şartlar altında olası hareketlerin yönünü açıklamaya çalışıyoruz.  Bazı gelişmeler vardır, etkisi bir iki saat içinde geçer, bazı gelişmeler vardır, trendleri değiştirecek etkisi vardır. Powell’ın konuşması bana göre trendleri değiştirecek kadar güçlüdür.  Bu sabah gördüğüm bir haberde Alan Greenspan (Eski FED başkanı) Tahvilde boğa döneminin bittiğini söylüyor.  Zaten bir sonraki krizin, aşırı şişmiş olan tahvil balonundan gelebileceğini birçok yazımda da vurgulamıştım. Geçmişte ABD’de faizlerde çok sert artışlar olduğunu görmüştük. Yatırımcılar son 1-2 yılda beyinlerine kazınmış olan trendleri unutup, yeni bir döneme giriyor olduğumuzun farkına varmalıdırlar ve bu yeni dönem borsalar için negatif etkilerin güçlü olduğu dönemler olacaktır. Küresel faizlerin artması bizim cari açığı ve dış borcu yüksek ülkeleri de olumsuz etkileyecektir. Önümüzdeki 1-2 yıl borçlular için zor yıllardır. Döviz kurları üzerindeki baskının artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Genellikle tahvil faizlerindeki sert hareketler, uluslararası sermayenin çok kaygan bir şekilde sert  hareketlerine sebep olur. Daha önce de belirttiğim üzere para gelirken azar azar itidalli gelir, ama çıkarken çok sert çıkışlar olabilir.

Bu arada diğer önemli bir noktayı vurgulamak istiyorum. Borsanın 2-3 yıl bir şey kazandırmadığı ve hatta kaybettirdiği yıllarda, en az 25-30 tane hissenin, borsa getirisini ikiye üçe katladığını görebiliyorsunuz. Bu nedenle, hisse bazında seçici olunduğu sürece, borsaya tabi ki yatırım yapılabilir ve özellikle uzun vadeli hisse seçimi önemlidir. Yani kısaca, borsa %40 düşerse her hisse %40 düşmez, aksine %20 artan hisse de olabilir. Ama %70 düşen hisse de olacaktır. Borsanın negatif bir seyir izlediği dönemlerde döviz rezervleri güçlü olan, büyümesini sürdürebilen firmalar bu düşüşlere dayanıklıdırlar. Genel ekonomik daralmalarda, örneğin dayanıklı tüketim malları sektörü (otomotiv, beyaz eşya vs) hisseleri düşerken, gıda gibi hızlı tüketilecek malları satan bir firmanın satış ve karları daha az düşer. Bir ekonomik daralmada üretim daralacağı için, kredilerde de daralma olur ve bankalar olumsuz etkilenir.

SONUÇ: Trendler değişiyor ve buna ilişkin küresel verilerden bana göre güçlü sinyaller geliyor. Bir bakıma varolan trendler “Değişiyorum” diye bizlere sesleniyor. Önümüzdeki 2 yılın geçmiş 2 yıl gibi olmayacağını düşünüyorum.  ABD’deki faizler en yakından izlenmesi gereken göstergedir. Dünyada halka arzların sayısının ve miktarının çok artmış olması da borsaların çok yüksek seviyelerde olduğunun en önemli göstergelerinden biridir.  Sonbahara doğru gidiyoruz, kışlar çok sert geçebilir. Bu nedenle portföy çeşitlendirmesi yapmak önemlidir. Özellikle fonların içinde neler olduğuna bakılarak dengeli bir portföy oluşturulabilir. Bu bağlamda http://www.tefas.gov.tr  sitesinden dengeli karma fonlardan performansı iyi olanları seçip o fonu Bankanızdan satın alabilirsiniz. Örneğin X bankasından sadece X bankasının fonlarını değil, Türkiye’deki tüm fonları satın alabiliyorsunuz. Bu konudaki youtube yayınlarımı izleyebilirsiniz. Önümüzdeki bir yıllık süre için içinde uzun vadeli tahvil bulunduran fonlar yerine daha kısa vadeli tahviller seçilebilir.  Herkesin risk algılaması farklıdır. Bu nedenle 100 TL’nizi şu şekilde dağıtabilirsiniz önerisi herkesi tatmin etmez ve doğru da değildir. Örneğin yıllardır parasını mevduatta değerlendiren birinin para kaybetmeye tahammülü olmaz ve fonlara girmemeli, mevduat yapmaya devam etmelidir. Çünkü fonlar düşebilir ve belirli dönemlerde zarar oluşmasına neden olabilirler. Orta risk seviyesinde olanlar, yani döviz alıp-satmış veya hisse alıp satmış birisi düşüş ve yükseliş olacağını bilir.  Orta risk seviyesinin üzerinde birisine önümüzdeki 1 yıllık süreç için şöyle bir dağılım uygun olabilir.    100 TL dağılımı: %15 altın fonu, %20 Dolara endeksli fonlar, %15 euro’ya endeksli fonlar, %35 para piyasası araçları (TL) fonu, %10 temettü hisseleri fonu ve %5 likit fon.

Herkese bol kazançlı bir gün olmasını diliyorum.

YÜZYÜZE EĞİTİMLERİM…

“Haftanın Son Gününde Piyasaların Resmi ve Uzun Vadeli Bakış” ile ilgili 1 yorum

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir