Çetin Ünsalan – Adını sen koy…

Dünya ve Türkiye ekonomisinde üç maymunlar cenneti yaşanıyor. Sessiz sinema oynarcasına, herkes her şeyin tarifini yapıyor da, bir adını koyamıyor. Ülkelerde vatandaşlar da aklı karışık bir biçimde açıklamalarla gerçekler arasında debelenip duruyor. O zaman herkes kendi yanıtını versin.

 

Eğer dünya genelinde pazarlar daralıyorsa, işletmeler kapasitelerini doldurmakta sıkıntı çekiyorsa, ürettiklerini satacak pazar bulamıyor ve tüketiciler de alımdan imtina ediyorsa, buna ne denir?

 

Finans sisteminde büyük açmazlar var ise, parasal genişlemeler sonlandırılıyor, yeniden para vermek isteyenler de, olası riskler ve sıkıntılar nedeniyle frenleniyorsa, bankacılık sisteminin ön alanları hızla operasyon küçültmeye ve personel çıkarmaya eğilim gösteriyorsa buna ne denir?

 

Paylaşım kavgası şiddetini arttırdıysa, daralan pastadan pay alabilmek adına insanların ölmesinden, ülkelerin parçalanmasından, terör örgütlerinin palazlanmasından geri durulamıyor ve ülkeler burada timsah gözyaşları döküyorsa buna ne denir?

 

Gelelim ülkemize… Borçluluk oranları hızla, ödenemez bir hal alıyorsa, geliriniz giderinizi karşılamıyor, bu uğurda özelleştirme adı altında miras kalan ne varsa satılıyorsa, buna rağmen sorunun ötelenmesi sadece haftalarla ifade ediliyorsa buna ne denir?

 

Reel sektörde firma sahipleri 20 ay vadeyle mal satıyorsa, zamanı geldiğinde o parayı tahsil edeceğinden şüphe duyuyorsa, çek ve senetlerde karşılıksız oranı patlıyorsa, en büyük problemi tahsilât oluşturuyorsa buna ne denir?

 

İnsanlar işlerinden çıkarılıyor; çıkarılmayanlar yok pahasına çalıştırılmak isteniyorsa, aksi tabloda işsizlik ve batışlar gerçeği karşımıza çıkıyorsa, ‘ya açsın ya sosyal güvenlikten yoksun’ gerçeğiyle insanlar çalışmak zorunda bırakılıyorsa buna ne denir?

 

Enflasyon kâğıt üzerindeki rakamlarla tartışılıyorsa, Merkez Bankası gıda enflasyonundan şikâyet ediyor ama yine de gerçekle yüzleşmiyorsa, kâğıt üzeri enflasyon üzerinden insanlar şanslıysa zam alıyor, ama alacaklarını tahsil edemiyorsa, sonra da kredilere yükleniyorsa ve bu krediler artık ödenemiyorsa buna ne denir?

 

Bir ülkede herkes siniri burnunda yaşıyorsa, trafikteki tartışmalar bile bir insan öldürme ile sonuçlanıyorsa, insanlar her yerde, en ufak bir kıvılcımda kavga eder noktaya geliyorsa buna ne denir?

 

Büyüme hormonlu, borç gırtlağı aşmış, gelirler arızalı, resmi rakamlara göre bile her dört gençten biri işsiz, savurganlık artarken 10 milyon insan yaşamak için sosyal yardım alıyor, buna karşılık 12 milyon kişiyi aşkın nüfus yatağa aç giriyorsa buna ne denir?

 

Ekonomik göstergeler alarm verirken, birileri çıkıp önce bunları aktarıp, sonra da ‘ancak’ diyerek bahaneler üretiyor, ama bunların hiçbiri derde derman olmuyorsa buna ne denir?

 

Her şeyi bir kenara atın ve kendinizden pay biçin. Geliriniz giderinizi karşılamıyor; zamanında yaptığınız borç nedeniyle de icra kapınıza dayanıyorsa buna ne denir? Adını siz koyun.

 

Çözüm mü? Adını koyun, sorun kabullenildikten sonra zaten çözüm bir numaralı gündem olacaktır. Buna rağmen sorunun adını bile koyamıyor musunuz? Bu halin adını da siz koyun.

 

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir