TCMB Faizleri ve Haziran 2016 Faiz Kararı Öncesi Beklentiler

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bugün gerçekleştireceği Haziran 2016 Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alacağı faiz kararlarını 14:00’da internet sitesi üzerinden açıklayacak. 

Haziran 2016 PPK - Etki Tablosu - erol gürcan

Ana Beklenti

 Haziran 2016 PPK - Ana Beklenti - erol gürcan

 

Yorum 

Yurtiçinde haftanın en önemli ekonomik gelişmesi TCMB’nin bugün gerçekleştireceği Haziran ayı Para Politikası Kurulu toplantısı olacak. Fed tarafından önemli bir sürpriz gelmemiş olmasının ve Brexit endişelerinin bir nebze de olsa azalmış olmasının katkısıyla TCMB’nin yine faiz koridorunun üst bandında 50 baz puan (bp)’lık bir indirime gitmesini ve diğer faizleri sabit bırakmasını bekliyorum. Piyasadaki beklentiler de ağırlıklı olarak bu doğrultuda. Bu beklentiyle uyumlu olacak bir faiz kararının, ilk aşamada faize duyarlı sektör (banka, gayrimenkul yatırım ortaklığı vb.) hisseleri öncülüğünde BIST-100 endeksine bir miktar alım gelmesini sağlayabilir ve tahvil faizlerinde sınırlı düşüş ile kur tarafında sınırlı yükselişlerin görülmesine yol açabilir. Ancak, böyle bir karar beklentilerin karşılanması anlamına geleceğinden piyasalar üzerinde önemli ve kalıcı bir etki bırakmayabileceği gibi, bir miktar kâr realizasyonunun görülmesine de yol açabilir. Diğer taraftan, bizim ve piyasa beklentilerinden daha agresif gelecek bir faiz indiriminin özellikle kur tarafında ciddi yukarı yönlü hareketlere yol açabileceğinin de altını çizelim.

TCMB’nin para politikasında sadeleşme süreci kapsamında tek bir politika faizi etrafında dar ve simetrik bir faiz koridoru oluşturmayı hedeflediği biliniyor. Son dönemlerde, TCMB’nin Haziran PPK toplantısında üst bantta daha agresif bir indirim ve politika faizinde de 50 bp’lik bir artırım yaparak % 8 seviyesinde etkin tek bir faiz politikasına geçebileceğine yönelik bazı öngörüler piyasada yüksek sesle dile getirildi. Ancak, hem son dönemlerde kurda tarafında gözlenen oynaklıklar hem de Brexit öncesinde bu tarz bir adım atılmasının piyasa oyuncularında kafa karışıklığına yol açabileceğini ve fazla riskli olabileceğini düşünüyorum. Zira, mevcut seviyeler dikkate alındığında, faiz koridorunun üst bandı, ani bir şok yaşanması durumunda hâlen TCMB’nin emniyet freni olarak başvurabileceği bir özellik taşıyor. Buna ek olarak, manşet enflasyonda gözlenen toparlanmaya karşın çekirdek enflasyon göstergeleri de yüksek seviyelerdeki seyrini sürdürmeye devam ediyor. Üst bantta yapılacak agresif bir indirim, TL’deki değer kayıplarının devam etmesine ve hızlanmasına yola açarak gelecek dönemlerdeki enflasyon göstergelerine de olumsuz yansıyabilir. Bu durum şirket kârlılıklarını ağırlıklı olarak olumsuz etkileyeceği gibi  özellikle enflasyon tarafında elde edilen kazanımların da kaybedilmesine yol açabilir. Tek bir toplantıda radikal bir adım atılmasındansa (hele de Fed Başkanı Yellen’ın açıklamalarının ve İngiltere’de referandumun olduğu bir haftada); koşullara bağlı olarak ve daha etkin bir beklenti yönetimi yapılarak atılacak ölçülü adımların daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.

Küresel finansal koşullardaki ve enflasyon tarafındaki iyileşmeler son 3 toplantıda TCMB’nin faiz koridorunun üst bandında 25- 50 bp indirim yapmasına olanak tanımıştı.  TCMB Mart ayında 25 bp, Nisan ayında 50 bp ve Mayıs ayında 50 bp olmak üzere 2016 yılının başından bu yana faiz koridorunun üst bandında toplam 125 bp’lik indirime gitti.

Nedir? Neden Önemli?

Temel olarak fiyat istikrarını sağlamayı amaçlayan TCMB, makro finansal istikrarı da göz ediyor. Birden fazla amacın başarılabilmesi, para politikası araç çeşitliliği ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu araçlar içinde TCMB’nin en etkin silahı faizler. Ekonomideki son likidite kaynağı olan merkez bankası, ihtiyaca göre bankalara ödünç para vererek ya da bankalardan ödünç para alarak piyasadaki likiditeyi kontrol etmektedir.Likidite yönetimi açısından TCMB’nin en etkin politika aracı olan merkez bankası faiz oranları, esas olarak gecelik ve haftalık vadelerde yoğunlaşan bu işlemlere ilişkin Merkez Bankasının belirlediği faiz oranlarını ifade etmektedir. Merkez bankasının piyasaları etkilemek amacıyla kullandığı bu faizlere ilişkin kararlar, TCMB’nin politika yapıcı organı olan Para Politikası Kurulu’nun önceden ilan edilmiş bir takvim çerçevesinde yapılan aylık toplantılarında alınmaktadır. TCMB’nin belirlediği politika faizi ve faiz koridoru, diğer tüm faiz oranları için bir gösterge niteliğindedir. TCMB faizlerinde meydana gelen bir değişiklik, devlet tahvil faizlerinden konut kredi faizlerine kadar tüm faizleri etkilemektedir. Bu değişiklikler aynı zamanda Türk Lirası’nın değeri üzerinde de doğrudan etki yapmaktadır. PPK toplantıları sonrasında faiz kararının gerekçeleri ile birlikte kurul üyelerinin ekonomiye dair görüşlerinin yer aldığı bir özet yayınlanmaktadır.

1 Hafta Vadeli Faiz Oranı (Politika Faizi): TCMB, 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranını temel politika faiz oranı olarak kullanmaktadır. Bankalar kısa vadeli fonlama ihtiyaçları için ellerindeki Devlet İç Borçlanma Senetlerini (DİBS) yani tahvil-bonoları TCMB’ye verip para alırlar. Vade dolduğunda yani 1 haftanın sonunda da bu parayı yıllık % 7.50 seviyesinde olan politika faiziyle birlikte TCMB’ye iade ederek verdikleri DİBS’leri geri alırlar. 1 Hafta Vadeli Repo İhaleleri miktar ihalesi yöntemiyle yapılır. TCMB, gerek duymadığı günlerde ihale açmayabilir; ihale yapacağı günlerde ne kadarlık bir ihale açacağını, gelen toplam talebi ve gerçekleşen ihale miktarını veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan eder. Bankaların bu ihaleye vereceği toplam teklifin üst sınırı para politikasında sadeleşme kapsamında 28 Eylül 2015 tarihinde uygulanmaya başlanan yöntemle hesaplanmaktadır. Bu üst sınır, ilgili bankanın TCMB’de bulundurması gereken ortalama TL zorunlu tutarı içindeki payı ve piyasa yapıcısı bankalar için itfa edilmemiş DİBS tutarlarının tüm piyasa yapıcısı bankaların DİBS alım tutarı içindeki payı esas alınarak hesap alınmaktadır. Yani, ihaleye katılan bankanın zorunlu karşılıkları ve elindeki devlet tahvil-bonoları ne kadar yüksekse, ihaleye o oranda yüksek teklif verebilmektedir. Politika faizi, banka ve finans kurumlarının piyasada uyguladığı faiz oranları, bankalardan alınan kredilerin miktarı, hisse senedi ve döviz gibi varlıkların fiyatları üzerinde etkilidir.

Gecelik Faiz Oranları (Faiz Koridoru): Gün içinde likidite sıkışıklığı yaşanması halinde, bankalar limitleri ile sınırlı olmak üzere teminatları karşılığında Bankalararası Para Piyasasında TCMB borç verme faiz oranından borçlanabilmekte, likidite fazlalığı oluşması halinde ise limitsiz olarak TCMB borçlanma faiz oranından Merkez Bankasına TL borç verebilmektedir. TCMB’nin gecelik borç verme faiz oranı faiz koridorunun üst bandını, gecelik borç alma faiz oranı da faiz koridorunun alt bandını oluşturmaktadır. Yani, elinde likidite fazlası olan bir banka yıllık % 7.25 seviyesinde olan faiz oranından TCMB’ye limitsiz olarak gecelik borç verebilmekte ve likidite sıkışıklığı yaşayan bankalar da limitleri ile sınırlı olmak üzere teminat karşılığında yıllık % 9.50 olan faiz oranından TCMB’den borç alabilmektedir. Tüm bankalar, Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Şirketi tarafından ihraç edilen TL cinsi kira sertifikası karşılığında kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen gecelik vadeli repo imkanından yararlanabilmektedir. Gecelik faiz oranları, ikincil piyasada oluşan kısa vadeli faiz oranları, döviz kurları ve kredi büyüme hızı üzerinde etkilidir.

Geç Likidite Penceresi: TCMB’nin “borç veren son merci” işlevi çerçevesinde, bankalara borç verme ve bankalardan borç alma işlemidir. İşlemler gecelik vadede ve 16.00-17.00 saatleri arasında gerçekleşir. Bankalar teminatları karşılığında limitsiz olarak, TCMB’ye borç verebilmekte veya TCMB’den borç alabilmektedirler. Borç almak ya da borç vermek için son ana kadar bekleyen bankalara uygulanan ve caydırıcı faiz oranlarını kapsayan bir uygulamadır. TCMB borç alırken faiz koridorundan daha düşük (şu an% 0.00); borç verirken faiz koridorundan daha yüksek (şu an % 11.00) faiz oranları uygulamaktadır. Kullanımı düşüktür.

Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi (AOFF): Yukarıda detaylarını verdiğimiz şekilde, TCMB, bankalara 1 hafta vadeli repo faizi ve gecelik borç verme yoluyla fon sağlamaktadır. Kriz öncesi dönemde geleneksel para politikası uygulanırken bankalara sağlanan fonlamanın maliyeti politika faiziyle örtüşürken; kriz sonrasında görülen ihtiyaç gereği uygulanmaya başlayan faiz koridoruyla birlikte bu ortalama maliyet değişkenlik gösterebilmektedir. Yeni politika bileşiminin bir ayağı olan likidite politikası çerçevesinde gecelik piyasada oluşan faiz oranları, faiz politikasında değişikliğe gidilmeden; (yani politika faizi olan haftalık repo faizleri değiştirilmeksizin) ekonomik ve finansal gelişmelerin seyrine göre ayarlanabilmektedir. Bu sayede, piyasaya yapılan fonlama ayarlanarak para piyasasındaki gecelik faiz oranlarının politika faizinden farklı olmasına izin verilebilmektedir. Bu bağlamda TCMB, geçici fiyat hareketlerinin beklentiler üzerinden enflasyon görünümünü bozmasına engel olmak amacıyla gerekli gördüğü günlerde Ek Parasal Sıkılaştırma’ya (EPS) gitmiştir. EPS yapılan günlerde piyasaya miktar ihalesi yöntemiyle politika faizinden yapılan fonlama miktarı azaltılarak faizlerin koridorun üst seviyelerine yakın oluşması sağlanmıştır. Bu yapıda, TCMB’nin likidite operasyonlarını kullanarak kısa vadeli piyasa faizlerinde günlük olarak yapabileceği değişikliklerin boyutunu faiz koridorunun genişliği belirlemektedir. Bu durum faiz politikası konusunda TCMB’ye daha aktif ve geniş bir manevra alanı sağlamaktadır.

TCMB, mevcut piyasa koşullarında para politikasındaki sıkı duruşunu korumaktadır. Geleneksel olarak sadece politika faizinden fonlama yapmak yerine faiz koridorunun üst bandını da aktif bir fonlama kanalı olarak kullanması nedeniyle, ortalama fonlama maliyetlerinin alışık olunan politika faizinden yüksek olması bu durumu göstermektedir. Her ne kadar son dönemlerde AOFF’de bir düşüş eğilimi görülse de bu genişleyici para politikasına geçme olarak görülmemelidir. TCMB, enflasyon gelişmelerine bağlı olarak tek bir politika faizi etrafında dar bir faiz koridoruna geçmeyi planlamaktadır. Bu süreç boyunca üst bantta gerçekleştirilecek indirimler teknik bir ayarlama olarak görülebilir. Zira, üst bant gerilese de buradan yapılan fonlama miktarı yüksek tutularak (1 hafta vadeli faizden yapılan fonlama düşük tutularak) AOFF yüksek tutulmaya devam edileceği gibi; herhangi bir faiz indirimi yapılmadan üst banttan yapılan fonlama miktarı azaltılarak (1 hafta vadeli faizden yapılan fonlama artırılarak) da AOFF düşürülebilir. Dolayısıyla, TCMB’nin koşullar elverdiği müddetçe üst bantta yapacağı indirimler ölçülü olduğu müddetçe para politikasında bir duruş değişikliği olarak görülmemeli; para politikasının sadeleşmesi ve tek bir politika faizine geçilmesi kapsamında yapılan teknik rötuşlar olarak görülmelidir.

TCMB Faizleri - Haziran 2016 - erol gürcan

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir